Şehirli 5 temel ilkeyi kendisine esas alır,
Şehirler insan ilişkilerinin farklı seviye ve biçimlerde tecessüm ettiği, kültürün yaşandığı ve yansıdığı, medeniyetleri inşa eden mekanlardır. Şehir kurma fikrinin tarihi insanlık tarihiyle birlikte okunmaya imkan verecek kadar kadim bir meseledir. Peygamberler ümmetlere yani bir anlamda ümmetlerin yaşadığı şehirlere gönderilmiştir. Çünkü şehirler bilginin, gücün ve sermayenin temerküz ettiği alanlardır. Dolayısıyla iyilik ve kötülük, doğru ve yanlış günah ve sevap insanın var olduğu her yerde var olmakla beraber şehirlerde yoğunlaşır. Çünkü şehir bir yoğunlaşmadır. Bu noktada Medine’nin (şehrin) inşası ile Hz. Peygamberin (sav) ilahi mesajının yaygınlaşması arasındaki ilişkiyi anmadan geçmemek gerekir.
Platon, Aristo, Farabi ve İbn Haldun gibi isimler başta olmak üzere büyük düşünce adamlarının büyük bir kısmı ‘ideal devletin’ dolayısıyla ‘ideal şehrin’ kuruluşunu kendilerine mesele edinmişlerdir. Günümüzde dünya tarihini milletler ve devletler yada çatışmalar ve savaşlar tarihi olarak okumak yerine merkez şehirler tarihi olarak okumak yönündeki çalışmalar artmaktadır.
Nasıl ki Roma, Paris ve Londra’yı Prag, Viyana ve Barselona’yı anlamaksızın Avrupa’yı anlamak, Tokyo’yu görmeden modern Japonya’nın ruhuna, New York’u gezmeden Amerikan zihniyetine nüfuz etmek mümkün değilse İstanbul anlaşılmaksızın Türkiye’yi hatta İslam dünyasını geçmişi ve bugünüyle birlikte anlamak mümkün değildir.
Şehirli; İstanbul merkezli olarak kurulan şehirli olmaya ilişkin erdemlere ve şehirlilik bilincine dayanan sivil ve bağımsız bir girişimdir.
Şehirli beş temel ilkeyi kendisine esas almaktadır:
1-Şehre ve Şehirliye SAYGI
Şehir hayatının temelinde saygı yer almaktadır. Şehirli kendisine, şehrine ve şehrinin insanlarına, birlikte yaşadığı tüm canlılara ve doğaya saygı duyan, ilişkilerini saygı üzere kuran ve yürüten kimsedir.
2-Şehirle UYUM
Şehirler komşuluk ilişkilerinden, mimari yapıya, çalışma hayatından ulaşıma kadar uyumu gerektiren mekanlardır. Sanayi toplumu sonrasında ortaya çıkan ve çılgınca büyüyen kentlerde nüfus, konut ve üretim baskısı kaotik bir durum ortaya çıkarmakta gayri insani bir düzen içerisinde uyum fikri yitirilmektedir. Şehirlinin en çok ihtiyaç duyduğu kavramlardan biri de uyumdur.
3-Şehre ve Şehirliye VEFA
Sosyal bir varlık olan insanın en önemli hasletlerinden biri de vefadır. Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı olduğu sürece ne İstanbul’da ne de diğer şehirlerimizde toplumsal huzur tesis edilemez. Dünyanın bin bir türlü hali içerisinde vefayı hatırlamak ve hatırlatmak şehirli için elzemdir. Bu nedenle şehirde sükun bulan insanlara ve şehri paylaştığımız diğer tüm canlılara yardıma ihtiyaç duyduklarında vefa gösterebilmek Şehirli’nin temel amaçları arasındadır.
4-Şehrin Değerlerini MUHAFAZA
Kültür ve medeniyetimizin yansıdığı ve yankılandığı şehirlerimiz ‘değer yoksunu hoyrat girişimciler’ tarafından rant merkezi olarak görülmekte tarihi mirasımız bütün unsurlarıyla birlikte silinmek ve yok edilmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Şehrin ortak hafızasını oluşturan bu değerlerin muhafaza edilmesi ve içerisinde yaşanılan zaman dilimi ile olan ilişkisinin güçlendirilerek gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması; bunun bir söylem değil bilinç haline getirilmesi Şehirli’nin mümeyyiz vasfıdır.
5- Şehrin yeniden ÜRETİMİ
Şehirler maddi ve manevi değer üretim merkezleridir. İnsanca bir üretim-tüketim dengesi kurmak, paylaşım ve dağıtımın adil bir biçimde gerçekleşmesi şehirde ve şehirliler eliyle gerçekleşecektir. Aksi takdirde şehirler suç, vicdansızlık ve haksızlığın hüküm sürdüğü ‘gelişmiş ve süslü hapishanelere’, haneler ise bir George Orwell romanından fırlamış ‘koğuşlara’ dönüşme riskini sinesinde barındırmaya devam edecektir.