Güzel Bir Şehir Kurmak

Marmara Belediyeler Birliği Şehir ve Toplum Dergisi’nin 4.sayısı için Murat ACAR tarafından kaleme alınmıştır.”

 “Güzellik, hakikatin yapılara yansımasıyla olur” der Aquinalı Thomas.  Onun bu tespiti çağları aşıp gelen ve hiçbir zaman değerini yitirmeyecek olan evrensel bir ifadeye hayat verir; güzelliğin hakikatle olan ilişkisine. Bu ilişki aslında hayatı anlamlı hale getirir. Her şey gerçek olduğu ölçüde güzel ve değerlidir. Ve yine her şey ait olduğu anlam dünyası içerisinde ve yerinde kıymetlidir.

Bu ilişkiyi şehir düzleminde ele alıp güzellik-hakikat ilişkisini çok derin ve çok yönlü bir şekilde ileriye taşıyan bir bilge mimar çıkar çağlar sonra. “Güzellik sevgisi, evin, mahallenin ve şehrin yaşamını anlamlandıran ve ona ruh veren unsurdur.” der ve böylece bize güzeli ve güzel şehri tanımlamaya başlar merhum Turgut Cansever. Sadece bu tespitiyle kalmaz, şehre ve ona ait olan her unsura derinlikle ve hikmetle bakar, onların ruhuna dokunup dertlerine ortak olur adeta.

Klasik Yayınları’ndan 2015 yılında çıkan ve Bilge Mimar Turgut Cansever’in başkanlığında Prof. Dr. Saadettin Ökten, Prof. Dr. Ömer Dinçer, Doç. Dr. Aynur Can gibi değerli akademisyenlerin yanı sıra o dönemin doktora öğrencileriyle Marmara Üniversitesi Mahalli İdareler Okulu’nda bundan yaklaşık  yirmi yıl kadar önce Şehir Yönetim Düşüncesi üzerine gerçekleştirilen sekiz ders veya seminerin çözümlenmesini ihtiva eden “Bir Şehir Kurmak- Turgut Cansever’le Konuşmalar”  adlı eser, işte böylesi dertli ve derinlikli bir mimarın ve onunla birlikte değerli akademisyenlerin birbirinden güzel tespitlerini barındırıyor. Şehrin meselelerini sadece akademik bir pencereden ele almayan bu söyleşilerde; şehrin köklerini oluşturan medeniyet felsefelerinden, günümüze tevarüs eden mevzuat problemlerine,  adil ve insani bir yönetişim modeli arayışından, hala çözümlenememiş katılım meselesine kadar çok geniş bir perspektif göze çarpıyor. Müelliflerinin de çok isabetli bir şekilde belirlemiş olduğu ismiyle müsemma kitap adeta yeni bir şehri kurmanın yollarına ışık tutuyor.

Titiz bir çalışmanın sonucu olarak hocayla gerçekleştirilen söyleşiler belirli başlıklar altında toplanmış, Cansever’in birbirinden güzel tespit ve değerlendirmeleri böylece konular halinde tasnif edilme fırsatına erişmiştir. Takdim ve Giriş kısımlarının ardından;  Şehirleşme Meselesi’nin Başlangıç Noktası: İnsan ve Zihniyet, Ev ve Mahallenin Kurulması ve Yönetimi, Şehirlerde Fiziki ve Sosyal Örgütlenme, Sağlıklı Şehirler Kurmak ve Korumak, Şehir ve Bölge Planlama, Güzellik Sevgisi ve Estetik, İmar Uygulamaları ve Sorunları bölümleriyle devam eden eser; bilge mimarın bugünün mahzun olan ve bir an önce kapsamlı bir rehabilitasyona ihtiyaç duyan Diyarbakır Suriçi bölgesine yönelik geliştirdiği eylem planı ve raporuyla taçlandırılmıştır.

Kitap başından sonuna değin; Bilge Mimar Turgut Cansever’in engin birikimi, felsefi derinliği ve meselelere olan insani yaklaşımıyla kuşatıyor şehir tutkunlarını.  Kadim medeniyet havzalarından süzülüp gelen bilgiler, Cansever’in anlatımıyla bir şehrin ruhunun yansımalarına dönüşüyor ansızın. Kainatın var olduğu günden sona ereceği ana dek süregelen iyi ile kötünün, rahmani ve şeytani olanın mücadelesi şehir özelinde kendisine yer buluyor onun muhteşem tespitleriyle.  “Bizim medeniyetimizin ve inancımızın kozmolojisinde şeytan ve insan vardır. İnsan şeytanla savaşmak üzere gönderilmiştir.  Şeytanla savaşacak olan Allah değildir ve biz savaştığımız sürece Allah’ın himayesine mazhar oluruz.” gibi muhteşem bir tespitle şeytanın şehirde mücadele edilmesi gereken en önemli düşmanlardan birisi olduğunu hatırlattıktan sonra,  Şeytanın ve onun tarafından işgal edilmiş olan bugünün şehir tanımını etkileyici bir şekilde dile getiriyor bilge mimar:” Şeytan, bozulma ve insan fıtratının karşısında olma durumunu ifade eder. Medeniyetin aynası olması gereken şehirler, insan fıtratında yer alan güzelliğin ve kainatın bütününe hakim olan tevhit kaidesinin kendisine yeterince yer bulamaması nedeniyle, artık yalnızca şeytani duyguların pençesinde kıvranan bir ihtiraslar yığınına dönüşmüştür.” 

Turgut Hoca’nın bu söyleşilerinde değindiği tek mesele elbette şehir kurmanın felsefi altyapısıyla sınırlı kalmamıştır. Sorunların tespitinden hemen sonra geçerliliğini halen yitirmemiş olan çözüm önerilerini de dile getirmiştir.  Şehrin bugün de içerisinde bulunduğu problemlerin kaynağında ” şehir yönetimi” alanına ilişkin eksikliklerin yer aldığını belirten Cansever, bunun çözümünün iyi bir yönetişim modeliyle, şehirlinin, mahallelinin kısacası tüm toplumun şehrin oluşumuna katılımında saklı olduğunu vurgular.  Bununla birlikte hocanın savunduğu katılım basit bir fikir alma eyleminden öte, bizatihi sürecin inşa ve ihyasının, şehrin sakinleri eliyle gerçekleştirileceği rafine bir katılımdır.

Kitapta dikkat çeken ve üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken meselelerden bir diğerini de kitaba ismini veren şehir kurma konusuna ilişkin merhum mimarın söyledikleri oluşturmaktadır. Avrupa’nın bazı ülkelerinde halihazırda uygulanan bir yöntem olan şehir kurma-geliştirme şirketlerinin “vakıf” kültürü üzerinden ülkemizde yeniden ihya edilmesini tavsiye eden Cansever, bize en uygun ve katılımı da gerçekleştirebilecek en önemli unsur olarak bu yöntemi görmektedir. Şehrin; amacı güzelliğin ihyasına katkı sunmak olan vakıfların bünyesinde kurulacak şirketler eliyle geliştirilebileceğini vurgulayan bilge mimar, bu yolla hem planlı kentleşmenin sağlanacağını hem de buradan elde edilecek gelirler sayesinde vakıfların hayır hizmetleri için kaynak oluşturulacağını ifade eder.

Bilge Mimar Turgut Cansever’in merkezinde yer aldığı bu söyleşiler, şehre ve bize ışık tutan, güzelliğin hakim olduğu bir kentsel mekanda nasıl yaşayabileceğimize ilişkin değerli tespitler barındıran; umut, neşe ve inanç dolu çözümlemeleriyle geleceği güzel kılmaya çalışan harikulade bir eser. Hakikatin yansıyacağı, insan merkezli ve değer odaklı şehirler oluşturmak adına okunmaya, tefekkür edilmeye, en önemlisi yaşanılmaya ve uygulanmaya değer bu güzel eser siz kitapseverlerin ilgisini bekliyor raflarda. Okumak ve faydalanabilmek temennisiyle…

Fotoğraf Bilim ve Sanat Vakfı Fotoğraf Arşivi’nden alınmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir